Kaynarca Masaj Salonu Hizmeti Ebru

Kaynarca Masaj Salonu

Kaynarca Masaj Salonu Kayadan atladı; durmadan akan gözyaşlarına aldırmadan

kumsala koştu. Jack ormana dalıncaya kadar, Ralph onun

arkasından baktı.

Domuzcuk, fena kızmıştı:

“Ben bir şey söylüyorum. Ralph, sen öyle duruyorsun

orada.”

Ralph, Domuzcuk’u görmeyen gözlerle ona baktı; yavaşça

kendi kendine mevzuştu:

“Geri gelir. Güneş batınca, geri gelir.”

Domuzcuk’un elindeki denizkabuğuna baktı:

“Ne diyorsun?”

“İşte buyurun!”

Domuzcuk, Ralph’ı azarlamaya kalkmaktan vazgeçti.

Gözlüğünün tek camını gene parlatıp hitabını sürdürdü:

“Jack Merridew’siz de yapabiliriz. Ondan başkaları da var

bu adada. Aslına bakarsak buna pek inanmıyorum ama şimdi

hakkaten bir canavarın olduğu söyleniyor. Bu kayadan pek

uzaklaşamayacağımız için, eskiden olduğu kadar gerek

kalmayacak ona ve onun avcılığına. Şimdi sahiden karar

verebiliriz ne yapacağımıza.”

Kaynarca Masaj Salonu

“konum çaresiz, Domuzcuk. Yapabileceğimiz hiçbir şey

yok.”

sorunlı bir sessizliğe gömüldüler bir süre. Sonrasında Simon

ayağa kalktı, büyük şeytanminaresini Domuzcuk’un elinden

aldı. Domuzcuk öyle şaşırmıştı ki, oturmadan öylece ayakta

kaldı. Ralph, başını kaldırıp Simon’a baktı:

“Simon? Gene ne söyleyeceksin?”

Toplantıdakilerden yarı alaycı bir ses terfi etti. Simon

çekindi, içine kapandı:

“Düşündüm de, belki bir şeyler yapabiliriz. Bir ihtimal biz…”

Toplantıdakilerin baskısı, Simon’un sesini kesti. Çevresine

bakınarak, birinden yardım ve yakınlık aradı; Domuzcuk’u

seçti. Büyük şeytanminaresini bağrına bastı, Domuzcuk’a

doğru yarı döndü:

“Bence dağa tırmanmalıyız.”

Toplantıdakiler korkuyla ürperdiler. Simon saslınü kesti.

Alay edercesine, ona anlamadan bakan Domuzcuk’a döndü

tekrar.

“Ralph ile öteki ikisinin eli kolu bağlı kalmışken, o

canavarın bulunmuş olduğu yere tırmanmak ne işe yarar?”

Simon, bir fısıltıyla karşılık verdi:

“Yapılacak başka ne var ki?”

Söyleyeceğini söylemişti. Domuzcuk’un denizkabuğunu

elinden almasına karşı çıkmadı. Bir kenara çekilip,

ötekilerden mümkün olduğu kadar uzağa oturdu.

Şimdi Domuzcuk, daha bir güvenle konuşuyordu; hatta

içinde bulundukları koşulları böylesine ağır olmasaydı,

Domuzcuk’un sevine sevine konuştuğunu anlayabilirdi öteki

çocuklar:

“O fert olmasa da yapabiliriz dedim. Ne yapabileceğimize

karar vermeliyiz diyorum şimdi de. Ralph’ın birazdan

söyleyeceğini, size derhal bildirebilirim sanıyorum. Bu adada

en önemli şey dumandır. Ateş olmadan da duman olmaz.”

Ralph, tedirginliğini gösteren bir hareket yaptı:

“Boşuna Domuzcuk. Ateşimiz yok. O şey tepede oturuyor…

Hepimiz de burada kalmak zorundayız.”

Domuzcuk, şimdi söyleyeceğine güç katmak istercesine,